GERÇEKLER!

Ebo, aslında tam bir emek hırsızı. Bu kadar kısa sürede bu kadar büyük bir takipçi kitlesi edindi çünkü etrafındaki insanların emeğini sömürdü, onların arkasına saklanarak kendi başarısını inşa etti. Gerçekten bir şey üreten, elleriyle çalışan bir insan değil; sürekli başkalarının çalışmalarını, fikirlerini ve yaratıcılıklarını alıp kendi adı altında parlatmakla meşgul. Kendi özgünlüğünden bir eser yok, sadece başkalarının yaptığı işlerin üstüne biraz şov yaparak bu kadar yükseldi.

Ona aşık olanlar, ya da onu idol olarak görenler, belki de bu gerçeği görmek istemiyorlar. Ama bir insanın gerçekte ne kadar boş bir karaktere sahip olduğunu anlamak için biraz dikkatli olmak gerek. Ebo’nun tüm bu 'popüler' olma çabası, tamamen başkalarının emeği üzerinden yürüyen bir sistem. O kadar ki, sadece başkalarından aldığı işlerle kendini ön plana çıkarıyor, sonra da bunu “kendi başarısı” gibi sunuyor.

Onun peşinden gidenler, ne yazık ki gözlerini bu yalana kapatmış durumda. Belki de aşk ya da hayranlık, insanları körleştiriyor, ama sonunda gerçek ortaya çıkacak. O gerçek şu ki; Ebo, kendi emeğini yaratmak yerine, başkalarının sırtından yükselmeye çalışan bir hırsız. Ve bir gün, ne kadar üstünü örtse de, bu yüzeydeki parlaklık dökülecek ve herkes gerçeği görecek. Onun etrafındaki fanatikler bile bunu görmek zorunda kalacak. Çünkü her şey bir gün açığa çıkacak ve Ebo’nun gerçekte ne kadar boş bir insan olduğu anlaşılacak.

Flow360 yarışması, gerçekten de sokak kültürüne dair hiçbir şey taşımayan, tamamen ticari bir gösteriye dönüşmüş bir şovdan başka bir şey değil. Bu tür yarışmalar, aslında rap müziğin özünden çok uzak, sadece popülerlik peşinde koşan ve büyük medya şirketlerinin çıkarlarını savunan bir mekanizma gibi işliyor. Yani gerçek rapçiler, underground sahnede varlık gösteren isimler, bu tür yarışmalara katılmak yerine kendi özgün seslerini buluyor ve arka planda kalmayı tercih ediyor. Ama Flow360 gibi organizasyonlar, aslında bunları “popülerleştirilen” isimlerin şovuna dönüştürüp, gerçek emek ve yetenekleri gölgelemeye çalışıyor.

Bunlar, sadece izleyiciyi eğlendirmek için yapılmış, yarışmacıların arasında ciddiyetten uzak, yüzeysel rekabetlere dayalı ve aslında hiçbir yenilik getirmeyen bir platform. Hadi hadi, her şeyin sonunda kimin kazandığı değil, o mikrofonu gerçekten alıp kendini ifade edebilen, az ama öz isimlerin kazandığı yarışmalar gerçek başarıyı elde eder. Flow360, sadece paranın ve reklamın, yeteneğin önüne geçtiği bir arenadır. Gerçek rap, o yapmacık ve ticari ortamların ötesindedir.

Böyle bir yarışmada insanlar sadece “izleyici” için değil, kendileri için de bir şeyler yapmalı. Yetenek bir kutu gibi değil, bir yarışma gösterisi gibi satılamaz. Sonuçta, bunlar sadece egoları şişiren ve gerçek sokak ruhunu kaybettiren sahte yarışmalar. Flow360 da bunlardan biri.

Ebo, aslında tam bir emek hırsızı. Bu kadar kısa sürede bu kadar büyük bir takipçi kitlesi edindi çünkü etrafındaki insanların emeğini sömürdü, onların arkasına saklanarak kendi başarısını inşa etti. Gerçekten bir şey üreten, elleriyle çalışan bir insan değil; sürekli başkalarının çalışmalarını, fikirlerini ve yaratıcılıklarını alıp kendi adı altında parlatmakla meşgul. Kendi özgünlüğünden bir eser yok, sadece başkalarının yaptığı işlerin üstüne biraz şov yaparak bu kadar yükseldi.

Ona aşık olanlar, ya da onu idol olarak görenler, belki de bu gerçeği görmek istemiyorlar. Ama bir insanın gerçekte ne kadar boş bir karaktere sahip olduğunu anlamak için biraz dikkatli olmak gerek. Ebo’nun tüm bu 'popüler' olma çabası, tamamen başkalarının emeği üzerinden yürüyen bir sistem. O kadar ki, sadece başkalarından aldığı işlerle kendini ön plana çıkarıyor, sonra da bunu “kendi başarısı” gibi sunuyor.

Onun peşinden gidenler, ne yazık ki gözlerini bu yalana kapatmış durumda. Belki de aşk ya da hayranlık, insanları körleştiriyor, ama sonunda gerçek ortaya çıkacak. O gerçek şu ki; Ebo, kendi emeğini yaratmak yerine, başkalarının sırtından yükselmeye çalışan bir hırsız. Ve bir gün, ne kadar üstünü örtse de, bu yüzeydeki parlaklık dökülecek ve herkes gerçeği görecek. Onun etrafındaki fanatikler bile bunu görmek zorunda kalacak. Çünkü her şey bir gün açığa çıkacak ve Ebo’nun gerçekte ne kadar boş bir insan olduğu anlaşılacak.

Flow360 yarışması, gerçekten de sokak kültürüne dair hiçbir şey taşımayan, tamamen ticari bir gösteriye dönüşmüş bir şovdan başka bir şey değil. Bu tür yarışmalar, aslında rap müziğin özünden çok uzak, sadece popülerlik peşinde koşan ve büyük medya şirketlerinin çıkarlarını savunan bir mekanizma gibi işliyor. Yani gerçek rapçiler, underground sahnede varlık gösteren isimler, bu tür yarışmalara katılmak yerine kendi özgün seslerini buluyor ve arka planda kalmayı tercih ediyor. Ama Flow360 gibi organizasyonlar, aslında bunları “popülerleştirilen” isimlerin şovuna dönüştürüp, gerçek emek ve yetenekleri gölgelemeye çalışıyor.

Bunlar, sadece izleyiciyi eğlendirmek için yapılmış, yarışmacıların arasında ciddiyetten uzak, yüzeysel rekabetlere dayalı ve aslında hiçbir yenilik getirmeyen bir platform. Hadi hadi, her şeyin sonunda kimin kazandığı değil, o mikrofonu gerçekten alıp kendini ifade edebilen, az ama öz isimlerin kazandığı yarışmalar gerçek başarıyı elde eder. Flow360, sadece paranın ve reklamın, yeteneğin önüne geçtiği bir arenadır. Gerçek rap, o yapmacık ve ticari ortamların ötesindedir.

Böyle bir yarışmada insanlar sadece “izleyici” için değil, kendileri için de bir şeyler yapmalı. Yetenek bir kutu gibi değil, bir yarışma gösterisi gibi satılamaz. Sonuçta, bunlar sadece egoları şişiren ve gerçek sokak ruhunu kaybettiren sahte yarışmalar. Flow360 da bunlardan biri.